aklıma esen şeyleri yapınca ruhumun şımardığını hissediyorum. yani kendim için, kendimden gelen şeyleri direkt yaparken..
ineceğim durağa varmadan ani bir kararla dolmuştan inerek gideceğim yere sakin sakin yürümüşlüğüm, okulumun kapısına kadar gitmiş olmama rağmen son anda derse girmekten vazgeçerek tek başıma sinemaya gitmişliğim ya da hiç hesapta yokken ve hatta üstüm başım dışarı çıkmaya elverişli bile değilken, durduk yere evden çıkıp bilmem kaç adım yürüyüp, köhne bir parkın kendinden daha köhne bir bankına oturup dakikalarca boş boş durup dolu dolu düşünmüşlüğüm çok olmuştur.
dün gece, epey bir zamandır olduğu gibi yine uykudan muaf olduğum saatlerde benzer bir şey yaptım. leyla ile mecnun'dan rastgele bir bölüm açtım, usul usul izledim. fakat bu sefer ruhum şımarmadı. kararmadı da. sanki ikisi birden devir daim yapa yapa birden fazla kez oldu.
bölümü bitirdikten sonra aslında izlediğim bölümün pek de rastgele bir karar olmadığını kendime itiraf etmem uzun sürmedi. çağrışım/alıntı hafızama karşı mağlup olduğuma bir kez daha ah ettim.
canım çekmiş lan. o bölümü izlemeyi aşermişim. başka bölüm izlesem olmazmış. izlemeye başlamadan da, izlerken de kendimi kandırmaya çalışmışım. kaçmışım ille de bu bölümü neden izlemek istediğim sorusunun cevabından..
tüm bunların burak aksak'la olan alakasına gelince; kendisiyle etmemiz gereken bir sohbet var. -
(#2084655)
nerede ve ne zaman olur bilmiyorum. olur mu, onu da bilmiyorum. ama o ihtimali iple çekiyorum. o sohbette aradığım sorulara cevap bulamayacağımın farkındayım. aksak'ın dediği ve diyeceği sözlerin bir merhem olmadığının da farkındayım. ama yine de konuşmak istiyorum, ona karşı anlaşılmama kaygısı yaşama telaşı duymadığımdan.
bendeki yeri çok ayrıdır. hayatıma dokunuşları dışarıdan görüldüğünden, hatta belki de benim bile sandığımdan fazladır. o yüzden kişiliğini baz aldığım bir tanımlamada onun için sadece "güzel adam" veya "iyi insan" diyemem. çünkü dersem, aslında çok yerinde birer tanım olmalarına rağmen kifayet konusunda açıkları aksak'ı anlatmaya yaraşmaz..
zira nice güzel insanlar var, iyilikleri anca bulundukları metrekareye zar zor yayılıyor.. iyi yüreğin hakkını vermek, olabildiğince insana ulaşmaktan geçiyorsa şayet, aksak bunu fazla fazla başarmıştır benim nezdimde. hem de sadece kalemini kullanarak..
leyla ile mecnun boyunca hayata dair yaptığı tüm doktrinler, okullarda okutulacak kadar değerli, lakin "müfredat" denen süzgeçten geçmeyecek kadar da niteliklidir. sırf bu yüzden, dizinin her bölümü üzerine ayrı birer inceleme yapmayı da artık ciddi ciddi düşünüyorum.
neden bu dizinin gözümde ve gönlümde her zaman en güzide dizi olarak yer edindiğine gelince; dizideki her karakterin her hali bazen az, bazen çok olmak üzere bana beni gösteriyor. ki bu diziyi izleyen hemen hemen herkes zaten bu kanıya elbet varır.
misal; yavuz'un dayak yemiş hali de benim, en hınzır hali de benim, rüyasında eylül'ün vurulduğunu görünce telaşlı bir şekilde uyanarak gece yarısı eylül'ün evine kadar depar attığı ve eylül'ün iyi olduğunu fark ettiğinde ona deli gibi sarılan yavuz da benim. benim de benim.. (mecnun'dan melül'e kadar bütün karakterler için bu durum aynen geçerli. aksak'ın en büyük başarısı da bence tam olarak bunu perçinleye perçinleye sağlamış olması.)
not: bana göre kendisi kısmi şairdir. kim bilir bunca zaman kimlerle neler neler yaşadı da ortaya böyle güzel bir şey çıktı..
---
spoiler ---
senden sonra çok değiştim ben leyla
o kadar değiştim ki beni herhalde tanıyamazsın görsen
beni seven herkesi kırıyorum
dinlemiyorum bile
umursamıyorum söylediklerini
bomboş yaşıyorum
ne söylediğimin farkındayım,
ne insanların ne söylediklerinin
niye böyle biliyor musun?
çünkü sen hep kafamın içindesin.
leyla senin fikrin kafamın içinde bir hayalet gibi
ve ben o hayaletle uyuyorum her gece.
n'olur artık izin ver bana
n'olur yaşamama izin ver
tekrar birilerini sevmeme izin ver
ölemem ben.
öldüremem kendimi leyla
babamı yalnız bırakamam
yanına gelemem leyla
çok uğraştım seni getirmek için ama yapamadım
n'olur izin ver bana
biraz mutlu olmak istiyorum sadece o kadar
sen yanımda ol bir de
kal..
ama n'olur bana izin ver.
üçümüz birden sevilemez miyiz?
link
---
spoiler ---